Pazartesi, Haziran 05, 2006

Yazılım ve Türkiye

Yazılım sektöründe Türkiye'nin olması gereken pozisyonundan daha aşağıda bir pozisyonda olduğu ve ülkenin geleceği için önemli bir rol oynayabileceği ile ilgili bir fikir birliği var, bu iş ile ilgili biraz bilgi sahibi olan kimseler bu konunun önemine değiniyor.



Öngörüler

Düşük yatırım maliyeti, lojistik sorunu olmaması, diğer sektörlere nispetle daha az maliyetle daha büyük pazarlarda oyuncu olabilme imkanı genel olarak heyecanlandırıcı bir sektör görünümü veriyor. Ancak konu ile ilgili bilgi çok sığ kalıyor ve bu konu ile ilgili politikaların düzenlenmesinde bazı eksiklikler var kanaatindeyim.



Üretim

Öncelikle ülke ve sektör içerisindeki bireyler olarak konuya yaklaşımı yanlış buluyorum, yazılım projeleri ve şirketlerinde genel gidişat başıboş bir atı bırakıp hedefine varmasını beklemek şeklinde oluyor. Amatör bir ruhla profesyonel iş yapmaya çalışıyoruz, her amatör uğraş gibi ortaya çıkan şey çok fazla emek ancak nisbeten daha az değer sağlıyor.
Bu konuda hiçbir zaman bir atölye den ileriye gidemedik ve büyük şirketlerimiz de dahil, henüz bir yazılım fabrikası vücuda getirebilmiş değiliz. Sektörün ülkemizdeki üyeleri ise Fabrika olmak istemediği gibi bir fabrika olabileceğinin dahi farkında değil. Dünyada uzun zaman önce çözülmüş problemlerin varlığının farkına varılması dahi yıllar alıyor. Eğitim eksikliği gibi gözüküyor.

Şimdiye kadar üretim yöntemlerindeki problemlerin çok farkına varılamamasının bir sebebi, ülke içerisine iş yapan şirketlerin yaptıkları işleri yüksek fiyatlardan pazarlayabilme ve bu sayede maliyeti çok önemsememedir. Aynı hata senelerce sanayicilerimiz tarafından yapıldı, çok yüksek maliyetlerle yüksek fiyata satılan mallar ülke içerisinde müşteri bulmasına rağmen ülke dışında müşteri bulamadı. Bir değişiklik geçirmeleri gerekti, geçiremeyenler de bu gün ayakta değil.

Sonuç olarak, hem kalite olarak yazılımlarımız belirli bir seviyenin üstüne çıkamadı, hemde maliyetlerimiz hep yüksek oldu.


Global Oyuncular

Global oyuncu ve rakip olarak karşımıza çıkarılan örnek Hindistan. Gerçekten Hindistan bu konuda çok yol katetmiş ve her taraftan yazılım şirketleri fırlıyor. Büyük bir hızla özellikle Amerika'dan Hindistan'a para akıyor. Bizim için de aynı modeli savunanlar mevcut, ancak gözardı edilen birşey var. Türkiye Hindistan'dan nüfus açısından korkunç farklılık gösteriyor, bunun sonucu olarak da Hindistan Çin gibi ucuz iş gücünün olduğu bir yer. Bu, bizim sanayimizin Çin'in sanayisiyle yarışmaya çalışması veya o modeli uygulamaya çalışması gibi olur.

Ayrıca, yazılımın emek yoğun bir iş olmasından dolayı, yatırım maliyetinin yükselmesi de rekabeti sağlamak için yeterli olamaz, buradakinin 5 de biri maaşla aynı işi yapabilecek kişilerin Hindistan'da mevcut olması bu yönden rekabet veya model kopyalanmasını imkansız kılmaktadır.



Kar Maksimizasyonu

Yazılım için üretim maliyetinin satılan adetle doğru orantılı olduğu aşikardır, eğer yapılan üründen bir tane yerine bin tane satılır ise kar bu kadar artıp maliyet bu kadar azalmış olur. Ayrıca, burada hammadde sıkıntısı olmadığı için, diğer üretim sektörlerine göre adet artışından elde edilen kar çok daha üstlere çıkabilir. Microsoft'un bir anda bu kadar büyüyebilmesinin bir sebebi, 1 kere üretip n kere satabilmesidir.

Ancak, yazılımdaki ekstra bir maliyet, değişiklik ve güncelleme talebidir. Diğer üretim sektörlerinde üretilen bir ürünün üzerinde değişiklik yapma ihtiyacı olmadığından maliyet sadece ilk üretim ve teslim anında, belki bazı sektörler için bakım vb durumunda oluyor. Ancak bakım maliyeti, yazılımdaki değişiklik maliyeti yanında küçük bir maliyet gibi duruyor.

Bir işletmenin karının hesaplanmasını kabaca satış fiyatı - maliyetler şeklinde düşünecek olursak, sektörden daha fazla nemalanabilmek için ya satış fiyatı artırılacak yada maliyetler düşürülecektir. Şimdiye kadar, Türkiye'de (ve bir süre öncesine kadar tüm dünyada) kar maksimizasyonu satış fiyatlarının yüksek tutulması ile sağlandıysa da, artık müşteri bu yaklaşımı kabul etmemekte, bu yüzden rakipler fiyat indirmekte, yüksek fiyatta satış yapanlar ise rekabet edememektedir. Bu durumda, gelinen durum, artık ayakta kalabilmek için dahi yapılacak şey maliyetlerin düşürülmesi ve bu sayede rekabet içerisine dahil olmaktır.

Maliyet ile ilgili kısım için tıklayınız.

Hiç yorum yok: